Lise Mezunu Mühendis Olabilir Mi ?

Sarp

New member
Lise Mezunu Mühendis Olur mu? Bir Hikâye ile Düşünelim...

Merhaba forumdaşlar! Bugün sizlere, belki de hepimizin içinden geçen ama sesli dile getirmediğimiz bir soruyu farklı açılardan tartışmak için bir hikâye paylaşmak istiyorum. Duygusal, düşündürücü ve belki de hepimizin kendi hayatından bir şeyler bulacağı bir hikâye...

Bazen hayatta en beklenmedik şeyler, en büyük adımları atmamızı sağlar. Bu hikâye de tam olarak böyle bir anı anlatıyor. Umarım herkes kendi hayatından bir parça bulur ve hikayenin sonunda biraz daha fazla cesaretle kendi yolunu çizebilir.

Hikayenin Kahramanı: Emre ve Zeynep

Emre, bir köy okulundan mezun olmuş, hayalleri büyük, ama imkanları kısıtlı bir gençti. Liseyi çok da kolay bitirmemişti, öğretmenlerinin beklentileri her zaman yüksek olmuştu, ama o her zaman bir adım geride kalmıştı. Lise sona geldiğinde, yaşadığı kasabanın dar sınırları içinde ne kadar mücadele etse de, mühendislik gibi büyük bir hedefi tutturmanın imkansız olduğunu düşünmeye başlamıştı. Ancak bir gün, babasının bahçede ona anlattığı eski mühendislerin hikayeleri, Emre’nin içindeki o gizli tutkuya yeniden ateş oldu. Babası, bir zamanlar köyde inşaat yapan, ama o zamanki koşullarda asla şehirlere gidemeyen bir mühendisken, Emre’ye hep şunu anlatırdı: "Gerçek mühendis, okulu sadece bir adım olarak görür. Gerisi senin azmine ve yeteneğine bağlıdır."

Zeynep, şehire yeni taşınmış ve üniversite mühendislik fakültesini kazanmış genç bir kadındı. Ailesi her zaman onu en iyi şekilde yetiştirmiş, ona şehri gezdirmeyi, iş dünyasını anlatmayı, iyi bir okulda okumasını sağlamayı hedeflemişti. Zeynep için mühendislik, ailesinin verdiği büyük emeklerin ve beklentilerin bir yansımasıydı. Ama bir şey eksikti; okulu bitirip iş bulduğunda, kendisini hala eksik hissediyordu. Kendisini sadece okulda başarılı olmakla tanımlanmak istemiyor, toplumun ona dayattığı mühendislik imajını yıkmak istiyordu.

Emre’nin Mühendislik Hayali

Emre'nin hikayesi, çoğu zaman tek bir cümlede anlatılabilirdi: "Lise mezunu mühendis olabilir mi?" O gün, babasının sözleriyle, mühendis olma arzusunun gerçekten içinden geldiğini fark etti. Okul bitmiş, diploması ellerinde, ama hala mühendislik fakültelerine başvuru yapabilmek için yeterli kaynağa sahip değildi. Emre'nin en büyük sorunlarından biri de, çevresindeki insanların ona güvenmemesiydi. “Bundan bir şey olmaz,” diyenler, onu daha da fazla itiyordu. O ise, insanlara karşı duyduğu bu öfkeyi, daha fazla çalışarak, daha fazla araştırarak dönüştürmeye karar verdi.

Emre, çevresindeki her şeyi sorgularken, mühendislik için gereken bilgiye sahip olmasa da, her gün bir şeyler öğrenmeye devam etti. Kendi başına kitaplar okuyor, çevrim içi derslere katılıyor, mühendislik yazılımlarını ücretsiz olarak öğrenmeye çalışıyordu. Bir gün bir grup mühendisle tanıştı. Onlar da lise mezunu olmasına rağmen, kendi projelerinde başarılı olmuşlardı. İşte o zaman, Emre'nin inancı güçlendi: Lise mezunu olmak, mühendis olmanın önünde bir engel değildi. Gerçek mühendislik, sadece bir üniversite diplomasında değil, sürekli öğrenme ve çözüm üretme sürecindeydi.

Zeynep’in Şehirdeki Mühendislik Yolculuğu

Zeynep, şehre geldikten sonra mühendislik okumakla ilgili hayallerine bir adım daha yaklaşmıştı. Ama burada, her şeyin göründüğü gibi olmadığını çok geçmeden fark etti. Ailesinin ona yüklediği sorumluluk, okulda başarılı olma baskısı, toplumun mühendislik gibi saygın bir mesleğe dair beklentileri... Zeynep, mühendislik okurken gerçekten bu mesleği sevip sevmediğini sorgulamaya başladı. Bir süre sonra, mühendislik sınıfındaki arkadaşlarının bazılarının sadece geçim kaygısıyla ve güvenli bir iş için bu bölümü seçtiklerini keşfetti. Kimi zaman, okulun labaratuvarlarında yalnız başına kalıp, bu mesleği gerçekten isteyip istemediğini düşündü. Ama sonrasında fark etti ki, mühendislik sadece teknik bilgi değil, topluma faydalı olmak ve insanlara dokunmak için bir fırsattı.

Bir gün okulda, bir grup kadın mühendisle tanıştı. Onlar da aslında kendi yolculuklarında çok farklı bir noktada olsalar da, mühendislik mesleğini sevmenin aslında insanlara yardım etmek, onların hayatlarını kolaylaştırmakla ilgili olduğunu söylediler. Zeynep, işin teknik kısmına değil, daha çok toplumsal etkilerine odaklanmaya başladı. O an, mühendis olmanın, sadece diploma almak olmadığını fark etti. Mühendislik, başkalarına değer katmak için bir araçtı. O zaman Zeynep de, mühendisliği hem kendisi hem de çevresi için bir sorumluluk olarak görmeye başladı.

Hayaller ve Gerçekler: Emre ve Zeynep’in Karşılaştığı Engeller

Emre ve Zeynep’in karşılaştığı engeller birbirinden farklıydı. Emre, lise mezunu olmanın verdiği eksiklik hissini her adımında hissederken, Zeynep ise ailesinin ve toplumun onun için belirlediği mükemmel mühendislik imajından çıkamıyordu. Ancak her ikisi de aynı soruyla karşı karşıya kaldı: “Gerçekten mühendis olabilir misiniz?”

Sonuçta, her biri farklı bir yol izlese de, bir şey fark ettiler: Mühendis olmak sadece okullardan ya da diplomalardan ibaret değildi. Mühendislik, sürekli bir öğrenme süreci, toplumsal katkı ve kişisel tutku gerektiriyordu. Emre, lise mezunu olmanın bir engel olmadığını öğrendiği gibi, Zeynep de mühendislik mesleğini sadece bir kariyer olarak değil, bir yaşam biçimi olarak benimsedi.

Son Söz: Lise Mezunu Mühendis Olur mu?

Hikayenin sonunda, soruyu tekrar soralım: Lise mezunu mühendis olabilir mi? Tabii ki olabilir. Emre’nin yolculuğu, Zeynep’in sorgulamaları, hepimiz için bir hatırlatmadır: Gerçek mühendislik, sadece diplomalardan ibaret değildir. Kendi yolumuzu çizmek, yeteneklerimizi geliştirmek ve dünyaya faydalı olma isteğiyle ilerlemek en önemli faktördür.

Forumdaşlar, siz ne düşünüyorsunuz? Lise mezunu birinin mühendislik hayaline ulaşabilmesi için gereken en önemli adımlar neler? Emre’nin hikayesini, kendi hayatınızda nasıl birleştiriyorsunuz?